22 Nisan 2015 Çarşamba

Regaib Kandili Anlamı ve Hikmeti

Regaip kandili nedir ?
Regaib Kandili Anlamı ve Hikmeti


Ragaip Kandili ile ilgili bu sayfamızda Regaip Kandili Nedir ve Regaip Kandilinin Anlamı ayrıca Regaip Kandilinin Hikmeti hakkında söylenen sözleri bulabilirsiniz. Buyrun Regaip Kandili;

Regaip Kandili Nedir;
Regâib Gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi olan Regâib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır.

Regaib Kandili Anlamı
Kelime olarak regâib, “çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan” mânâlarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: “Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” mânâsı anlaşılır. Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak yağdırır. 

Nebiler Nebisi, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Rasûlü (sas) bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü. 

Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor, sonra bırakıyordu. Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Rasûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet ya Rasulallah!” Allah Rasûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.” 

Çok şefkatli ve merhametli olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. İşte bu gecelerden birisi olan Regâib’i güneşin ilk ışıkları ile uğurladık. 

Regaip Kandilinin Hikmeti;
Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur. Diğer zamanlarda okunan her Kur’ân harfi için on sevap verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte, Regâib kandilinde ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların sevabı ise diğer gecelere oranla kat kat fazladır. Regâib kandilinde yapılacak ibadetlerden birisi de duadır. Peygamberimiz (sas), bir hadîslerinde bu gecede yapılacak duaların Allah katından geri çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:

1. Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

4. Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.

6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.

8. Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.

10. Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.

11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; 

15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.

16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.

17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı. 

26 Mart 2015 Perşembe

ESASAT-I NURİYE


«-İHTİLAF ÇIKARMAMAK, TESANÜD VE İTTİFAK ETMEK-.»
Adavetli ihtilaflara kapı açmak düşmana yardım olur:
 «İşte, ey mü’minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır. Herbirisine karşı tesanüd ederek, el ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecburken, onların hücumunu teshil etmek, onların harîm-i İslâma girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârâne tarafgirlik ve adâvetkârâne inat, hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı? O düşman daireler, ehl-i dalâlet ve ilhaddan tut, tâ ehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehvâl ve mesâibine kadar, birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırsla bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kalen, uhuvvet-i İslâmiyedir. Bu kale-i İslâmiyeyi küçük adâvetlerle ve bahanelerle sarsmak, ne kadar hilâf-ı vicdan ve ne kadar hilâf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl.»
 (Mektubat sh: 269)

 İşte şu cerbezenin tavr-ı acibi; zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile her şeyi temaşa eder. Hakikaten cerbeze, enva'ıyla garaibin makinasıdır. Görünüyor ki, cerbeze-âlûd bir âşıkın nazarında umum kâinat birbirine muhabbet ile müncezib ve rakkasane hareket ediyor ve gülüşüyor. Çocuğunun vefatıyla matem tutan bir vâlidenin nazarında, umum kâinat hüzün-engizane ağlaşıyor. Herkes istediği ve haline münasib gördüğü meyveyi koparır.
Münazarat ( 35 )
Hakk'ın vücub-u vücud ve vahdetine, kâinatın mürekkebatı ve zerratının ellibeş vecihle yaptıkları şehadetlerin bir vechini yazacağım. Şöyle ki:
Eşyanın icadı, ya nefislerine veya esbaba olan isnadı, hayret ve istiğrabı mûcibdir. Bu da red ve inkârı îcab eder. Bu dahi dalaletleri intac eder. Bu ise ızdırabat-ı ruhiye ve teşevvüşat-ı akliyeye sebeb olur. Bu da ruhları ve akılları firar ettirmekle Vâcib-ül Vücud'a iltica etmeye mecbur eder. Zira her müşkilât, Onun kudretiyle hallolur. Ve açılmaz düğümler, Onun iradesiyle açılır. Ve kalbler Onun zikriyle mutmain olur.
Mesnevi-i Nuriye ( 92 )

14 Şubat 2015 Cumartesi

VİCDAN EN İYİ YASTIKTIR.




vicdan ile ilgili sözler

Dünyanın en yoksul kölesi bile, kendi vicdanı içinde hürdür. Bledsoe
En mükemmel adalet, vicdandır. Victor Hugo
İnsan, kendi vicdanından birşey gizleyemez. Cheov
İyi bir vicdan en iyi yastıkdır. C.Brentana
Hiçbir suçlu kendi vicdanında beraat edemez. Juvenal
İnsanlar kötülüğü, arzuları kuvvetli olduğundan dolayı değil, vicdanları zayıf olduğundan dolayı yaparlar. John Stuart Mill
İnsanlar tuhaftır! Fena birşey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar. Halid Ziya Uşaklıgil
İradene hakim ol, fakat vicdanına esir ol. Aristo
Kapanmayan tek yara vicdan yarasıdır. Public Cyrus
Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır. Hz.Ömer r.a.
Vicdan, herkesin komşusunu dövmek için aldığı fakat asla kendine karşı kullanmadığı bastonlara benzer. Balzac
Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe. Balzac
Vicdan Allah'ın tatlı fısıltısıdır. Edward Young
Vicdan azabı, insanın içinde bir Cehennemdir. Byron
Vicdan denilen şey birisinin bizi gözlediğini ihtar eden histir. Mankeen
Vicdan, saadet ve azaplarımızın ahirette de kaynağıdır. Rousseau
Vicdanını hırstan koru. Hadis-i Şerif
Vicdanlarda davamızı kazandığımıza göre mahkemeye ne gerek var. Necmettin Erbakan
Vicdanlarınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının hiç bir değeri yoktur. Pierre Jeanne

7 Ekim 2014 Salı

SADAKAYLA İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER



SADAKA İLE İLGİLİ AYETLER

BAKARA 196. Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır. 

BAKARA 263. Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.

BAKARA 271. Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir. 

BAKARA 276. Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. 

BAKARA 280. Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır. 

NİSA 114. Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah’ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz. 

EN’AM 141. Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. 

TEVBE 53. De ki: İster gönüllü verin ister gönülsüz, sizden (sadaka) asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz yoldan çıkan bir topluluk oldunuz.

TEVBE 58. Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar. 

TEVBE 60. Sadakalar (zekâtlar) Allah’tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.

TEVBE 75. Onlardan kimi de, Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız! diye Allah’a and içti.

TEVBE 79. Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için elem verici azap vardır. 

TEVBE 103. Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (onları yatıştırır). Allah işitendir, bilendir.

TEVBE 104. Allah’ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah’ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi? 

YÛSUF 88. Yusuf’un yanına girdiklerinde dediler ki: Ey aziz! Bizi ve ailemizi kıtlık bastı ve biz değersiz bir sermaye ile geldik. Hakkımızı tam ölçerek ver. Ayrıca bize bağışta da bulun. Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır. 

AHZAB 24. Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 

AHZAB 35. Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. 

MUHAMMED 21. (Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah’a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. 

HADİD 18. Sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah’a güzel bir ödünç verenlere, verdiklerinin karşılığı kat kat ödenir ve onlara değerli bir mükâfat vardır.

MÜCADİLE 12. Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah bağışlayandır, esirgeyendir. 

MÜNAFİKUN 10. Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. 

SADAKA İLE İLGİLİ AYETLER

(Ölmeden önce tevbe ediniz. Hayırlı işleri yapmaya mâni çıkmadan önce acele ediniz. Zekât ve sadaka vermekte acele ediniz. Böylece Rabbinizin rızıklarına ve yardımına kavuşunuz!) [İbni Mâce]


(Hastalarınızı sadaka ile tedâvi edin. Sadaka, her hastalığı ve belâyı defeder.) [Beyhekî]


(Sadaka vermekte acele edin; çünkü belâ sadakayı geçemez.) [Beyhekî]


(Sadaka, kabir azâbından korur. Kıyâmette de sâhibini himâyesi altına alır.) [Beyhekî]


(İyilik ömrü artırır, sadaka günâhları giderir ve kötü ölümden korur.) [Taberânî]


(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar ve duâsı kabûl olur!) [İbni Mâce]


(En hayırlı insan, gücünün yettiği kadar veren fakir mümindir.) [Deylemî]

Malı çok olup da zekât, sadaka vermeyen kimse, sıkıntı içinde yaşar. Az da olsa, her gün sadaka vermeye alışmalı! Peygamber efendimiz yemîn ederek, (Sadaka malı eksiltmez, sadaka vermekle mal eksilmez) buyuruyor. (Müslim)



Sadaka verenin malının bereketi artar. Az malı çok iş görür. Hadîs-i şerîfte, (Gizli-açık çok sadaka verin ki, rızkınız bollaşsın, yardıma mazhar olasınız ve duânız kabûl edilsin) buyuruluyor. (İbni Mâce)

(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizî]

(Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. “Sübhanallah”, “Elhamdülillah”, “La ilahe illallah” veya “Allahü ekber” demek birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır. İki rekat kuşluk namazı kılmak ise bütün bunları karşılar.) [Müslim]
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]

Malı temizler. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Malınızdaki günah kirlerini sadaka ile temizleyin!) [T.Gafilin]
Günahları temizler. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizî]

(Sadaka, kibri ve övünmeyi yok eder.) [Tirmizî]

Hastalıktan ve belâdan korur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin! Sadaka her hastalığı ve belâyı önler.) [Beyhekî]

(Sadaka vermekte acele edin; çünkü belâ sadakayı geçemez.) [Beyhekî]

(Sadaka yetmiş kötülük kapısını kapatır.) [Taberânî]

(Sadaka Allahın gazabını söndürür ve kötü ölümden korur.) [Tirmizî]

(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar ve duâsı kabul olur!) [İbni Mace]

(Sadaka vermekle mal eksilmez) [Tirmizî]

(Peygamber efendimiz, Mirac gecesi, ekin ekip bir günde biçen bir topluluğu gördü. Biçtiği mahsul yeniden eski haline dönüyordu. Bunların kim olduğunu sorunca, Cebrail, (Bunlar, Allah yolunda cihad edenlerdir ki, bir iyiliklerine 700 misli sevab verilir. Harcadıklarının yerine yenisi verilir) dedi. (Bezzar)

Kıyametin dehşetinden korur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sadaka, kabir azabından korur, Kıyamette sahibini himayesine alır.) [Beyhekî]

(Allah rızası için verilen sadaka, Cehennem ateşinden korur.) [Taberânî]

(Yarım hurma da olsa, sadaka vererek Cehennemden korunun!) [T.Gafilin]

Sevabı artırır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Malını Allah yolunda harcayanın sevabı 700 misline kadar artar.) [Beyhekî].

25 Eylül 2014 Perşembe

Ey çaresizler çaresi!

Ey çaresizler çaresi! Sebeplerin sukût ettiği, içtimaî ahvalin boz-bulanık bir hâl aldığı, her yanda zalimlerin "hay-hûy"unun duyulduğu, yığınların çaresizlikle kâh sağa, kâh sola toslayıp durduğu şu karanlık günlerde, zulmet zulmet içinde kıvrananlara nezdinden bir ışık gönder.. sonsuz kudretinle bütün zulüm ve haksızlık ateşlerine bir su serp.. şeytanın ocaklarını söndür ve iblislerin boyunlarına çözemeyecekleri tasmalar geçir. Ufuklarımızdaki ilham esintileri bir yere takıldı, gönüllerimizde heyecanlar söndü, dillerimizde bir kekemelik var; rahmet ilinden bize dirilten bir meltem gönder.. hakkındaki recâ ve hüsnüzannımızı rahmetinin serhaddine ulaştır ve bizi o ufkun ümitli dilencileri kabul ederek gönüllerimizi imanî heyecanla şahlandır ve dillerimizdeki bağları çöz; çöz ki hâlimizi arz ederken yeni bir günah işlemeyelim.
Mücrimiz, düşkünüz, derbederiz. Ve yakın tarihimiz itibarıyla hiç bu kadar dağılmamış, bu kadar zaafa düşmemiş, bu kadar Senden uzak kalmamış; sürekli "Sen Sen" diyenler dahil asla bu ölçüde Sensizlik yaşamamıştık.
Ey talihsizlerin sığınağı, ey âcizlerin güç kaynağı, ey dertlilerin tabibi ve ey yolda kalmışların hâdîsi ve yol göstereni! Bir kere daha Sana dehalet ediyor ve içimizi son bir kez daha Sana döküyoruz. Boş şeylerin arkasından koşup durduk; olmayacak hülyalara gönül bağladık. Ümit ettiklerimiz yüzümüze bakmadı ve bel bağladıklarımız asla bizi umursamadı. Bugüne kadar Senden başka sesimizi duyan, başımızı okşayan olmadı. Duygularımızla alay edildi; düşüncelerimiz cürüm sayıldı. Her yanda kundaklamalar yaşandı.. her tarafta fitne ateşleri körüklendi.. yananlar ocaklar gibi yandı ve yapılanlar ismet-i dine dayandı.
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.
Ey her duada bulunana icabet eden ululuk tahtının Sultanı! Şu anda binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; bağlıyor ve Sen varsan -ki aslında kendinden var olan sadece Sensin- bizim terk edilmemiz söz konusu olamaz. Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki! Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.
Şimdi biz de, bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, son bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!

ZİLHİCCE AYI HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Zilhicce ayının fazileti
Sual: Zilhicce ayının fazileti nedir?
CEVAP
Kurban Bayramı’nın bulunduğu aya zilhicce denir. Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. Birkaç hadis-i şerif:
(Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya bedeldir. Bir gecesini ihya etmek de Kadir Gecesi’ni ihya etmek gibidir.) [İbni Mace]
(Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, yedi yüz misli sevab verilir.) [Beyhekî]
(Terviye günü [Arefe’den önceki gün] oruç tutup, günah söz söylemeyen Müslüman Cennete girer.) [Ramuz]
(Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutan, her günü için yüz köle azat etmiş veya cihad edenlere yüz at vermiş yahut Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevab alır.) [R. Nasıhin]
(Bu on günün hayrından mahrum olana yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.) [T. Gafilin]
(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [Ebul Berekat]
(Zilhiccenin ilk on günü, fazilette bin güne, Arefe günü ise on bin güne eşittir.) [Beyhekî]
(Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur.) [Taberani]
(Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!) [Taberani]
Tesbih: Sübhanallah,
Tahmid: Elhamdülillah,
Tehlil: Lâ ilâhe illallah,
Tekbir: Allahü ekber, demektir.
Peygamber efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, bu ayın ilk günleri yapılan ameller, Allah yolundaki cihattan da mı daha kıymetlidir?) dediklerinde, (Evet, cihattan da kıymetlidir, ancak canını, malını esirgemeden savaşıp şehid olanın cihadı daha kıymetlidir) buyurdu. (Buhârî)
Hazret-i Ebüdderda buyurdu ki: Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli, çok dua ve istiğfar etmelidir, çünkü Resulullah, (Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu. Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutanın ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belalardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevab verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır. Cennette yüksek derecelere kavuşur. (Şir’a)
Her hafta saç, sakal, tırnak kesmek sünnettir. İbni Âbidin hazretleri, (Zilhicce ayının ilk on günü, bu sünnetleri geciktirmemeli. (Kurban kesecek kimse, Zilhicce ayı girince, saçını ve tırnağını kesmesin) hadis-i şerifi, emir değildir. Bunları, kurban kesinceye kadar geciktirmek müstehabdır) buyurmaktadır. Kurban kesecek kimsenin, Zilhicce ayının ilk gününden, kurban kesinceye kadar, saçını, sakalını, bıyığını ve tırnağını kesmemesi müstehabdır; fakat vacib değildir. Bunları kesmesi günah olmaz ve kurban sevabı azalmaz.
Bu on gün içinde, hasta ziyaret eden, Allahü teâlânın dostlarının hatırını sormuş ve ziyaret etmiş gibi olur. Bu on gün içinde Ehl-i sünnet’e uygun bir din kitabı okumak çok sevabdır. Din ilmini, Ehl-i sünnet itikadını öğrenmek, kadın erkek herkese farzdır. Çocuklara öğretmek, birinci görevdir.
Ebû Hüreyre ( r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etmiştir:
“Zilhicce’nin on gününde yapılan ibâdetler kadar, diğer günlerin hiç birindeki ibâdet Allâh’a sevgili değildir. Bugünlerden her birinin orucu, bir senenin orucuna, gecelerinden her birinin ihyâsı da, Kadir gecesinin ihyâsına muâdildir.” (Tirmizî, Savm, 52; İbn-i Mâce, Sıyam, 39)
İsa Aleyhisselam'ın havârilerine öğrettiği her biri birbirinden kıymetli, bütün ümmetler için geçerli beş zikrin günde 100 defa okunması tavsiye ediliyor.
Havariler Hz. İsa'ya (a.s.):
” Bu duaları okuyanın sevabı nedir?” diye sorduklarında şöyle buyurdular:
Birinci Zikir: Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Bi yedihil hayruve huve alâ kulli şey’in Kadîr.
“Birincisini 100 kere okuyan kimsenin ameli gibi bir amel, o gün yer halkından hiçbirine yazılmaz. O kul, kıyamet günü en fazla hasenâtın sahibi olur."
İkinci Zikir: Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. İlâhen, Vâhiden, Sameden lem yettehiz, sâhibeten ve lâ veledâ.
"İkincisini 100 kere okuyana, Cenab-ı Hak bir milyon hasene (iyilik) yazar, bir o kadar da günahını siler ve onun cennetteki derecesi, on bin derece yükseltilir."
Üçüncü Zikir: Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu, yuhyî ve yümîtu ve huvel Hayyul lâ yemûtu. Bi yedihi’l hayru ve huve alâ kulli şey’in Kadîr.
"Üçüncüsünü 100 kere okuyana; gökten yetmiş bin melek, elleri açık bir hâlde iner ve bu duayı okuyanlara salat ve rahmet yağdırırlar."
Dördüncü Zikir: Hasbiyallâhu ve kefâ. Semiyallâhu limen de’â. Leyse verâellâhi müntehâ.
"Dördüncüyü 100 kere okuyanın bu duasını bir melek alıp, Rabbimizin (c.c.) huzuruna koyar. Rabbimiz (c.c.) o anda o duayı okuyana nazar eder. Yüce Yaradanın (c.c.) kendisine bir defa tecelli buyurduğu kul ise asla bedbaht olmaz."
Beşinci Zikir: “Allahümme lekel hamdü kemâ negûlü ve hayran mimma negûl, Allâhümme leke salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâti ve leke Rabbi türâsî, Allâhümme innî eûzü bike min azâbil gabri ve min şetâtil emri, Allâhümme innî es’elüke min hayri ma tecrî bihi’r- rîhu.”
"Beşincisi ise bana ait bir duadır. Onun sevabının açıklamasını yapmam için bana izin verilmemiştir.”

ZİLHİCCE AYININ ÖNEMİ





ZİLHİCCE AYINA GİRİYORUZ-ZİLHİCCE ORUCU:

(25 Eylül Perşembe 2014)ResulullahAleyhisselatu vesselam :
"Bu on gunun hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun" buyurdu, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) diyor ki:
Bir gün Musa Peygamber (aleyhisselam), "Ey Rabbim!"der "Bunca dua ettim hiçbirini kabul etmedinSöyle bana, sana nasıl ve ne zaman dua edeyim?" Bu soruya Yüce Allah (cc) şöyle cevap verir: "Ey Musa!Zilhicce ayı nın ilk 10 günü, La ilahe illallah cümlesini söyle ki dileğini yerine getireyim"
Bu defa Hazreti Musa, "Ey Rabbim, o cümleyi bütün kulları söylüyor" derYüce Allah da kendisine şöyle cevap verir "Ey Musa!Zilhicce ayının ilk 10 günü içinde BIR defa , LA ILAHE ILLALLAH diyen kimsenin bu sözleri amel terazisinin bir kefesine, 7 kat gök ile 7 kat yer de diğer kefesine konulsa şüphesiz ki birinci kefe ağır basar"
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) diyor ki:
Allah (cc) Adem peygamberi zilhicce ayının ilk 10 gününün birinci günü affetmiştirİşte bu günde oruç tutan kimsenin Allah (cc) ufak-tefek günahlarını affeder Allah (cc), Yunus Peygamberin duasını Zilhicce ayının ilk onunun ikinci gününde kabul ederek kendisini balığın karnından dıþarı çıkarmıştırBu günde oruç tutan kimse, en ufak bir günah işlemeksizin,bir yıl ibadet etmis gibi sevap kazanır
Zilhicce'nin üçüncü günü Allah (cc) Zekeriya Peygamberin duasını kabul etti Bugünde bir dilekte bulunanların dileğini Allah (cc) muhakkak yerine getirir
Zilhicce'nin dördüncü günü İsa Peygamberin Doğduğu gündürBu günde oruç tutanlardan Allah (cc) umutsuzluk ve yoksulluk gibi kaygıları kaldırırO kimseler aynı zamanda kıyamet günü iyi kullarla beraber olacaktır
Beşinci günü Musa Peygamberin doğum günüdürBu günde oruç tutan kimse münafıklıktan ve kabir azabından kurtulur
Altıncı günü Allah (cc), sevgili peygamberi Hz Muhammed (sav)'e hayır kapılarını açarBu günde oruç tutanlara Allah (cc) rahmet nazarıyla bakar ve onları ebediyen azaba uğratmaz
Yedinci günü cehennem kapıları kapanırZilhiccenin ilk 10 günü geçene kadar asla açılmazBu günde oruç tutan kimseye Allah (cc) bilgisinin kavrayamayacağı derecede sayısız mükafatlar verir
Sekizinci günü İbrahim Peygamber (as)ın kurban kesme hususundaki rüyasını, gördüğü ve düşünmeye koyduğu gündürBu günde oruç tutan kimseyeAllah (cc) bilgisinin kavrayamayacağı derecede sayısız mükafatlar verir Dokuzuncu günü arefe ( İbrahim Peygamber (as)'in oğlu Ismail'i kurban kesmesi gerektiğini anladığı) günüdür
Bu günde oruç tutan kimsenin Allah (cc) geçis ve gelecek ufak-tefek bir yıllık günahını affeder"Bu gün dininizi (islamiyeti) son olgunluk derecesine eriştirdim ve size karşı olan nimetimi tamamladım" diyen Allah kelamı bugün inmiştir
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bugunlerin onemini soyle ifade ediyor:
"Salih amellerin Allah'a en ziyade sevgili oldugu gunler bu on gundur! Ondaki her bir gunun orucu bir yillik oruca (sevapca) esittir. Ondaki bir gece kiyami (ibadetle ihya edilmesi) Kadir gecesinin kiyamina (ihyasina) esittir.
Peygamber Efendimizin zevcesi Hafsa (r.a) diyor ki:
"Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) dort seyi terk etmezdi: Asure gunu orucu, Zilhicce'nin on gunu orucu, her ay uc gun orucu ve sabahin iki rekât sunneti."
Ebu'd-Derda (r.a) Zilhicce ayinin onemini soyle anlatiyor: "Zilhiccenin ilk 9 gunu oruc tutmali, cok sadaka vermeli, cok dua ve istigfar etmelidir. Cunku Resulullah (sav):
"Bu on gunun hayir ve bereketinden mahrum kalana yaziklar olsun" buyurdu.
Zilhicce'nin ilk dokuz gunu oruc tutanin, omru bereketli olur, mali cogalir, cocugu belâlardan korunur, gunahlari affedilir, iyiliklerine kat kat sevab verilir, olum aninda ruhunu kolay teslim eder, kabri aydinlanir, Mizan'da sevabi agir basar ve cennette yuksek derecelere kavusur." (Sir'a)
Allah indinde Zilhiccenin ilk on gununde yapilan amellerden daha kiymetlisi yoktur. Bugunlerde tesbihi (Subhanallah), tahmidi (Elhamdulillah), tehlili (La ilahe illallah) ve tekbiri (Allahu ekber) cok soyleyin! (Abd b. Humeyd, Musned, 1-257)
Allahu Teâlâ'nin bereketli kildigi, Kur'ân-i Kerim'de uzerine yemin edilen, Zilhicce'nin ilk on gecesinde yapilan amellere 700 misli sevab verilecegini Peygamber Efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem) mujdeliyor. Bugunler bizlere tevbe etme ve kisa zaman dilimlerinde tekrar cok semere elde etme firsatinin verildigi gunlerdir.
Biz de Peygamber Efendimize tabi olarak, gunduzleri orucla gecirmeli, sadaka vermeli, Allahu Teâlâyi zikretmeliyiz...
Allah yapacağımız ibadetleri ve hayru hasenatı kabul ve makbul eylesin..