1.KURANIN NASSI"
şüphesiz ki biz, her şeyi bir kader (ölçü) ile yarattık." (Kamer/49), "Allah her şeyi yaratmış ve her birine belirli bir nizam vererek, onun kaderini tayin ve takdir etmiştir." (Furkan/2), "Yeryüzünde ve sizin başınıza gelen her hangi bir olay yoktur ki, biz onu yaratmadan önce o, kitapta bulunmasın. Doğrusu bunu bilmek Allah'a kolaydır." (Hadid/22), "Ölümü aranızda biz tayin ettik..." (Vakıa/60),Hiçbir şey yoktur ki, hazîneleri Bizim yanımızda olmasın. Her şeyi Biz belirli bir miktar ile indiririz. (Hicr Sûresi: 21.)Biz her şeyi Levh-i Mahfuzda tek tek yazdık. (Yâsin Sûresi: 12.) ,,Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır. (En'am Sûresi: 59.)
2.RESUL-İ EKREMİN İHBARI
"İman; Allah'a, Meleklerine, Kitablarına, Peygamberlerine, Ahiret Gününe ve Kadere, Hayrına ve Şerrine inanmandır." buyurmuştur.(Riyâzu’s Sâlihîn Hn:60.)Ali (ra) dan: Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “ Bir kul şu dört şeye inanmadıkça iman etmiş olamaz. 1- Allahtan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın göndermiş olduğu hak rasulü olduğuma 2-Ölüme 3- Öldükten sonra dirilmeye 4- Kadere” . (Tirmizi, Kader, 10.)
3.ULEMA,EVLİYA VE ÜMMETİN DELİLE VE KEŞFE DAYALI KADERE İMANLARI
26.söz bu hususta en güzel delildir.
4.SADIK RÜYALAR;
istikbali keşf eden ve hadisatla tasdiklene gerçekleşmiş rüyalar kaderi açıkça ispat eder.demekki olmadan önce herşey mukadderdir."Rüya-yı sadıka benim için hakkalyakin derecesine gelmiş ve pek çok tecrübâtımla kader-i İlâhînin her şeye muhit olduğuna bir hüccet-i kâtı' hükmüne geçmiştir. Evet, bu rüyalar, benim için, hususan bu birkaç sene zarfında o dereceye gelmiştir ki, meselâ yarın başıma gelecek en küçük hadisat ve en ehemmiyetsiz muamelât ve hattâ en âdi muhaverat yazılı olduğunu ve daha gelmeden muayyen olduğunu; ve gecede onları görmekle, dilimle değil, gözümle okuduğum bana katî olmuştur. Bir değil, yüz değil, belki bin defa, gecede, hiç düşünmediğim hâlde gördüğüm bazı adamlar veyahut söylediğim meseleler, o gecenin gündüzünde, az bir tabirle aynen çıkıyor. Demek, en cüz'î hadisat, vukua gelmeden evvel hem mukayyettir, hem yazılmıştır. Demek tesadüf yok; hadisat başıboş gelmiyor, intizamsız değillerdir."5.ÖNSEZİLER -HİSSİ KABLELVUKU
olmadan önce deprem gibi musibetlerin ,ölümlerin hissedilmesi..
6.İBRETLİ HADİSELER,TEVAFUKATLAR.
bir misal;ONURENK"Abraham Lincoln ile Kennedy’nin kader örgülerindeki benzerlik:Lincoln, kongreye 1847 de seçildi.Kennedy, kongreye 1947 de seçildi.Lincoln, başkanlığa 1860 da seçildi.Kennedy, başkanlığa 1960 da seçildi.İkisi de uzun boylu idi ve askerliklerini yapmışlardı.İkisinin de eşleri onlar başkan iken birer çocuk yitirdi.İkisi de eşlerinin yanında iken, Cuma günü kafalarının arkasından kurşunlandılar.Lincoln’ün sekreteri, kendisine tiyatroya gitmemesini söyledi.Kennedy’nin ise, soyadı Lincoln olan sekreteri de kendisine Dallas’a gitmemesini söyledi.İki başkanın da seleflerinin soyadı Johnson’du.İki başkanın katillerinin soyad ve isimlerinin harf sayısı 15 idi. Booth 1839 da, Oswald ise 1939 da doğmuştu.Katillerinin ikisi de yakalandıktan sonra başkaları tarafından vurularak öldürüldüler.Katillerin ikisi de akıl hastasıydı. Katillerin ikisi de güneyliydi.Ayrıca iki başkanın da cenaze töreni birbirine uyuyordu.-ve risale-i nur hizmetinde görülen hadsiz tevafuklar asla tesadüf olmadığını ispatlıyor.
7.KURANIN GAYBDEN VERDİĞİ DOĞRU HABERLER
rumların galabesi,mekke fethini önceden haber vermesi gibi binler gaybi mucizevi ayetler
8.RESULULLAHIN İSTİKBALİ GAYBDAN VERDİĞİ DOĞRU HABERLER
hazreti osmanın kuran okurken şehit edileceği gibi binler vakıalar..bakınız 19.mektup.
9.EVLİYALARIN İSTİKBALİ GAYBDAN VERDİĞİ DOĞRU HABERLER
bediüzzaman ve muhyiddin arabi gibi zatların gelecekten verdikleri doğru haberler
10.İLM-İ İLAHİNİN TÜM DELİLLERİ KADERİ GÖSTERİR.
çünkü ilmi ilahi ezeli ve muhittir.
11.ÇEKİRDEK VE TOHUMLARIN ,YUMURTA VE NUTFELERİN TAŞIDIKLARI GENETİK ŞİFRE İLE EŞYANIN PROGRAMINI TAŞIMALARI ,DNA..KADERİ ŞİFRELER..
12.KAİNATTAKİ MEVCUDATIN MİZAN VE İNTİZAMI,MÜMEYYİZ VE MÜMTAZ SURETLERİ..işte kelebek,işte gül.işte nar ve mısır ,işte tavus kuşu,işte kar tanesi.....şuursuz atomların hareketleri sonucu oluşan düzenli ve ölçülü,hikmetli ve süslü şekiller...
13.İNSAN HAYATININ AHVAL VE ETVARI
hayat,rızk ,ecel vs ahvallere dikkat eden kaderin plan ve programını görür......
EHLİ SÜNNETİN KADER İNANCI(MÜCMEL)
KADER (EHLİ SÜNNETİN KADER İNANCI)
kader;olacak şeylerin ezelde tafsilatı ile Allah tarafından bilinmesi ve takdir edilmesidir.kader herşeyin mikdar ve hududunu bildirir.her şey tüm tafsilatı ile tertiplenmiş ve hükme bağlanmıştır ,bu hükme kader ve yazılı olanın vucuda gelmesine kaza denir.Allah teala bütün olacak şeyleri olmadan önce ezelde bilir.Allahın ilmi haricinde hiç bir şey meydana gelmez.Allahın ezelde;olacak şeylerin zamanını bilir.her şey cenab-ı hakkın takdiri iledir,hayır olsun şer olsun her şey Allahın takdiri,dilemesi,yaratması iledir.her şeyi halk eden yalnız Allahtır.....kader ilm-i ezelinin herşeyi bilmesi ihata etmesidir.kalem levh-i mahfuzda herşeyi yazmış ve tesbit etmiştir.mübrem kaza olan levhi mahfuzdaki tesbit mutlaka zuhura gelir ve asla değişmez,çünkü ilmi ezeli değişmez.levhi mahfuz-u ispat ise muallak kazadır..kader Allahın takdiri,kaza ise bu takdirin infazıdır.....
EFAL-İ İBAD (KULLARIN FİİLLERİ)
ister ıztırarı isterse ihtiyari kulların bütün fiillerini yaratan Allahtır.kulların fiilleri Allahın halkı olduğu gibi aynı zamanda iradesi iledir.insan kendi fiilinin halıkı değildir.kul fiilinde kasip, Allah ise halıktır.fail-i hakiki ancak Allahtır,halk ve icad Allaha mahsusdur ve kudret-i ilahiden başka müessir yoktur.kula ait olan hadis kudret işinde müessir değildir.ihtiyari fiillerde kulun kesbi yani cüzi iradesi vardır ama ıztırari fiillerinde yoktur.kul bir işi yapmak için onun sebeplerine teşebbür edince Allahın yaratması o işe taalluk eder.kul cüzi ihtiyarını bir fiile tevcih edince Allah kudret-i mutlakası ile o işi yaratır.Allah kuluna cüzü irade ve kudret vermiş ,fiilin yaratılması Allaha kesbi ise kula aittir.kulun işini Allah irade etmiştir,efal-i ibad hadisitr her hadisi de Allah yaratmıştır.Allahın kudret ve iradesi kulun fiiline taalluk etmektedir.kulun fiili hadis,her hadis mümkindir,kulun fiilide mümkündür,Allahın kudretinin de mümkine taalluk etmemesi imkansızdır.güç yetirilen nesnenin kula nisbetine kesp denir.kulun kudreti fiiline taalluk eder ama bu taalluk icad ve tesir değildir.bir fiil üzerinde 2 kudretin taalluku ve isbatı gerçekleşir.efal-i ibadın kula nisbetine kesp,Allahın kudretinenisbeti ise halktır.efal-i ibad halk bakımından Allahın kudretine,kesp ve ihtiyar bakımından kulun kudretindedir.irade-i ezeliye kulun cüzi ihtiyarına taalluk ettiği için cebri iktiza etmez.kul Allahın kendine verdiği cüzi ihtiyarı dilerse hayra dilerse şerre sarf edebilir.yani fail-i muhtardır,Allah da dilerse o fiili halk eder.kulun istediği şeyin halkı için onu Allahın dilemesi şarttır.Allah dilemezse o şey meydana gelmez.ayette Allah dilemidikçe siz dileyemezsiniz denmiştir.insanın ihtiyari fiillerinde kaderin mahkumuyum deyip işlediği kabahati kadere atması hatadır.efal-i ibadın halkında cebriye mezhebi ifrattır ki bütüb bütün insanı mahrum eder ,kulun elinde bir şey yok hepsi Allahtan olduğunu iddia etmek cebr olup hatadır.Allah insan için sevp ve günaha medar olacak bir cüzi ihtiyarı insana vermiştir.abde verilen tesir-i hakiki ise tevhide zıttır.tesir-i hakiki yalnız Allahındır.kul fiilini yaratamaz.Allah kullarını imana da küfre de zorlamaz.iman ve küfür kulların fiilleridir.kafir kendi cüzi ihtiyarı ile buna mukabil Allahın yardımını kesmesi ile kafir olmuştur,mümin kendi tasdiki buna mukabil Allahın yardımı ile iman etmiştir.Allahın kulunun iyiliklerine emri ve rızası var ama şerre emri ve rızası yoktur.hayırda şerde Allahın icadı iledir ancak halk-ı şer şer değil kesb-i şer şerdir..Allahın ilminin taalluk ettiği şey kulun efal-i ihtiyarisi olunca bunun faili olan kulun cebir altında olduğu söylenemez ayette "dilediğinizi yapın" denmiştir.kast,tercih ve cüzi ihtiyari kelimeleri ile ifadeye çalışılan cüzi irade;irade gücünün bir işe sarfı yani fiil ve terkinden birine taallukudur..kulun işi kendi kesbi ise de Allahın meşiet ve iradesi haricine çıkamaz.Allahın hükmünü bozacak ,kazasını red edecek hiç bir kuvvet yoktur.Allahın dilediği olur dilemediği olmaz.levh-i mahfuzda her şey tesbit edilmiştir.
hidayet ve dalalet kulun ihtiyarına bina edilmiştir,cebir yoktur hidayet ve dalaletin kula isnadı mecazdır,hidayet ve dalaleti yaratan allahtır.Allah dilediği kulunda hidayeti dilediği kulunda da dalaleti yaratır.kimse Allahın hidayet verdiğine dalalet veremez,kimse Allahın dalalet verdiğine hidayet veremez.Allahın dalalet vermesi kula yardının kesmesidir kulun kesbi ,tercihi üzerine ona yardımını kesmesi adalettir.Allah hayrıda şerride iradesi ile murad etmiş ve kudreti ile icad etmiştir.ancak hayra rızası var iken şerre yoktur.emir başka irade başkadır.
EŞARİYE GÖRE EFAL-İ İBAD
kul cüzi ihtiyari ile o işi kesp eder ve kesbi sebebi ile mükellef olur.kulun fiili işi gibi kesbi ile Allah tarafından yaratılmıştır mahluktur.kesp kulun isteğinin Allahın yaratması ile içtimasıdır.kesbe mecazi olarak fiili denir.fiil hakiki manada icaddır.yani insanın ihtiyari fiillerine hakiat manasında kesb mecazi olarakda fiil denir.efal-i ibadda kulun medhali yoktur,hadis kudretin onda tesiri olmaz.kulun fiilinde tesiri olmasa da fiil kula bağlanır,adetullah gereği kulun bir işe cüzi ihtiyarını sarfından sonra Allah o işi icad eder.insanın cüzi ihtiyarı mahluktur.kulun cüzi ihtiyarı fiili gibi Allahın mahlukudur(cüzi ihtiyarinin meyelanındaki tasarruf ise mahluk değil emr-i itibaridir)insan fiilerinde fail-i muhtar ise de Allahın meşieti asıldır.kesb kulun fiili değildir,kul sadece fiili işlemeye sahiptirikulun fiilinde kudreti yoktur,insan kudretinin fiilin meydana gelmesinde tesiri yoktur.insanın bir şeyi yapmak için gerekli olan kudret fiille beraber Allah tarafından kendisine verilir.yani kul ihtiyari fiillerinde muhtardır ama efalinde müessir değil müessir ancak kudret-i ilahidir.bir eser üzerinde 2 müessir olmaz kul kasip Allah haliktir.efal-i ihtiyari tek başına Allahın kudreti ile meydana gelir.bir kudretle bir iş yapılabilir.sebepler,illetler tesirli oldukları alanda hakiki müessir değildirler.kesb;insan kudretinin makdura iktiranı....hasıl-i bilmasdar insan fiiline mütealliktir.tevfik taat için güç yaratmaktır.
MATURİDİYE GÖRE EFAL-İ İBAD
kesp kulun tesiri gücü iledir,kesp Allahın kula verdiği bir kudretle yapılır..istitaat(güç yetirme)ihtiyari fiiller için kulda mevcuddur ancak fiilden önce değil fiille beraber bulunur yani istitaat(fiili işleme gücü) fiille beraber yaratılır ,fiilden önce devamlılığı muhaldir..kula ait hadis kudret arazdır arazın ise devamlılığı muhaldir.istitaat fiille beraber olur,istitaat insanın fiilinin olmasını sağlayan işleme gücüdür,teklifin sıhhatı istitaata dayanırkul işi yapmaya karar verince o anda Allah gerekli kudreti yaratıp kula verir.kulun fiilini yaratan Allahtır.kulda mükellef olmaya neden olan bu istitaattır.teklife sebep olan kulun kastdır fiili değilcüzi ihtiyari(meyelan)emr-i itibari olup mahluk değildir..emr-i itibari hakikatta mevcud olmayıp mücered bir mutebirin itibarıdır.kulun fiilleri emr-i itibari olan cüzi ihtiyarini meyelanına bağlıdır.kulun kudretinde tesir var ama bu tesir Allahın icadıdır2 kadir tarafından bir makdur meydana gelebilir ,insan fiili esas olarak Allahın kudreti iledir.sebepler illetler tesirli oldukları alanlarda müessirdirlertevfik kolaylaştırmaktır.------------------...