25 Haziran 2014 Çarşamba

Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan...

Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan...

Ramazan, İslam’ın temel esaslarından olan oruç tutmakla emredildiğimiz, her yılın bir ayına özel ibadet mevsimidir. Oruç, kul olduğumuzun farkına varma, nimetlerin değerini anlama, nefsi terbiye etme, toplumdaki muhtaç insanların durumlarını daha iyi anlama ve beden için bir perhiz olması gibi pek çok faydaları sayılabilecek bir ibadettir. Aşağıda bu faydalardan bazılarını başlıklar altında değerlendirmeye çalışacağız:

Nimetlerin Farkına Varma Açısından Oruç

Cenâb-ı Hak, yeryüzünü hadsiz nimetlerinin bulunduğu bir sofra şeklinde yaratmıştır. Bu sofrada yarattığı nimetlerle, kâinattaki en değerli misafir olan insanın etrafını donatmıştır. Bu nimetler “Umulmadık yerlerden” 1 getirilerek insanın istifadesine sunulmuştur.
Nimetlerin Farkına Varma Açısından OruçZehirli bir böcek olan bal arısı kendi ihtiyacının kat kat üstünde yaptığı balı, Allah’ın ilhamıyla insan için hazırlamakta, elsiz bir böcek olan ipek böceği yaprak yiyip Allah’ın ilhamıyla dokuduğu ipeği insan için üretmektedir. Allah bütün varlıklar âlemini, bu şekilde rezzakiyetini ve rububiyetinianlamamız için bizlerin hizmetine vermiştir.
Ancak insanlar, çoğu zaman gaflet perdesi altında ve sebeplerin perde olması ile Allah’ın bu nimetlerinin tam olarak farkına varamamakta ve Allah ile irtibatını kurmadan sebeplere verebilmektedir.
İşte, Ramazan’da, bütün Müslümanlar, Rezzaklarının ziyafetine davet edilmiş bir misafir gibi, akşama kadar “Sofraya Buyurun!..” emrini beklerler. Bu bekleme esnasında yemek, içmek ve cinsi münasebetlerden uzak durarak âdeta melekler gibi bir kulluk tavrı içerisinde bulunurlar. Böylece yukarıda saydığımız ve sayamadığımız nimetlerin farkına vararak, bu nimetlerin ne kadar kıymetli olduğunu anlama imkânı bulup şükür vazifelerini yerine getirme gayretine girerler. Âdeta yeryüzü bir ordu gibi, beraber yiyip, beraber içmekle geniş ve külli bir ibadet ederler.
Acaba böyle ulvî bir kulluk mevsiminde, melekler gibi şerefli bir makamda ibadetle vakit geçirmek yerine, hayvanlar gibi yiyip içmeyi tercih edenler, insan ismine layık olurlar mı?

Nimetlerin Şükrünü Eda Etme Yönünden Oruç

Nimetlerin Şükrünü Eda Etme Yönünden OruçRamazan orucunun hikmetlerinden biri de nimetlerin kıymetini anlamamıza ve şükrünü yapmamıza vesile olmasıdır.
Nimetler bize çeşitli vesilelerle ulaşır. Örneğin bir elmanın hangi sebeplerle bize ulaştığını düşünelim. Elma bize gelinceye kadar, ağaç, ağaçtan elmayı toplayan yetiştiricisi, yetiştiriciden onu satan manavına kadar çeşitli vesilelerden geçmektedir.
Bizler çoğu zaman nimeti, bu vesilelerden bilip, asıl nimet sahibi olan Cenab-ı Hakk’ı görmeyiz. Asıl teşekküre layık olan Cenab-ı Hak yerine, teşekkürümüzü o elmayı bize ikram eden şahsa ederiz.
Oysa o elma için arka planda bütün kâinat çalıştırılmıştır. Çünkü o elmanın olması için güneş olmalı, dünya dönmelidir… Rüzgârlar esmeli, bulutlar çalışmalıdır… O cansız, renksiz, tatsız, kokusuz toprağa giren cansız bir tohum, canlı bir bitkiye dönüşmekte, tatlı, renkli kokulu meyveler vermektedir. Demek ki, bu şuursuz mahlûklar şuurlu gibi çalışmalarıyla, bize arka plandaki ilim, irade ve kudret sahibi Cenab-ı Hakk’ı göstermektedirler.
Böyle vesilelerle bize gelen nimetlerde, vesilelere ehemmiyet verip, asıl nimet sahibini görmeyenin halini şöyle bir örnekle daha iyi anlayabiliriz:
Bir padişahın, elçisi vasıtasıyla, bize bazı hediyeler gönderdiğini varsayalım. Biz hediyeleri veren elçiye bütün teşekkürümüzü yöneltsek, padişahı hiç düşünmesek ve kıymet vermezsek olur mu?
Bu örneğe göre, nimetleri bize ulaştıran vesilelerin hepsi birer elçi gibidir. Asıl mal sahibi Cenab-ı Hakk’tır. Verdiği nimetlere karşılık olarak da bizden şükür istemektedir. İşte O’na teşekkür etmek; o nimetleri doğrudan doğruya O’ndan bilmek, o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve o nimetlere kendi ihtiyacımızı hissetmekle olur.
İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî, samimi bir şükrün anahtarıdır. Çünkü normal şartlarda bir mecburiyet yoksa, insanlar hakiki açlığı hissetmezler. Açlık olmayınca da nimetin kıymeti pek anlaşılmaz. Kuru bir parça ekmekteki kıymeti, tok olan adam, özellikle zengin olsa bilemez ve göremez.
Hâlbuki iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü’minin aleminde çok kıymettar bir İlâhi nimet hükmüne geçer ve lezzetinin farkına varılır. En zenginlerden en yoksul bir insana kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla, manevi bir şükür yapar.
Hem gündüz, yemek-içmek yasak olduğu için, “O nimetler benim malım değil. Yemek içmekte hür değilim. Demek başkasının malıdır ve ikramıdır. Onun emrini bekliyorum.” diye, nimeti nimet bilir, mânevî bir şükürde bulunur.
Bu şekilde oruç, çok farklı yönlerden, insanın hakikî bir vazifesi olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.

Orucun Toplum Hayatına Bakan Faydaları

Orucun Toplum Hayatına Bakan FaydalarıOrucun emredilmesinin hikmetlerinden birisi de, toplum hayatındaki farklı tabakaların birbirlerinin hayat şartlarını daha iyi anlamalarına vesile olmasıdır.
İnsanların geçim şartları farklı farklıdır. Kimileri zenginken, kimleri de fakir olarak hayatlarını sürdürürler. Cenâb-ı Hak, bu farklılığa binaen, zenginleri zekât ve sadakalarla fakirlerin yardımına davet ediyor. Hâlbuki zenginler, fakirlerin acınacak acı hallerini ve açlıklarını normal şartlarda anlayamazlar. Ancak oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, kendinden başkasını görmeyen ve düşünmeyen çok zenginler, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu tam olarak anlayamaz.
İnsandaki hemcinsine şefkat ise, hakikî bir şükrün esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden daha fakirini bulabilir; ona karşı şefkat etmekle yükümlüdür. Eğer bir insan için, oruçla nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla yardım etmekle yükümlü olduğu muhtaç insanlara ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz. Çünkü hakikî olarak o hâleti kendi nefsinde hissetmez.

Orucun Nefis Terbiyesine Bakan Faydaları

Orucun Nefis Terbiyesine Bakan FaydalarıOrucun emredilmesinin hikmetlerinden birisi de nefis terbiyesi için en ideal ibadet olmasıdır. Çünkü nefis, kendini hür bilir ve serbest hareket etmek ister. Hatta kendisinde bir nevi rububiyet olduğunu zanneder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor. Eğer dünyada serveti ve kudreti de varsa, gaflet de gözünü kapamışsa, bütün bütün gasbedercesine, hırsızcasına, İlâhi nimetleri, nimeti veren Yaratıcısını düşünmeden adeta hayvan gibi yutar.
İşte, Ramazan-ı Şerifte, en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi mâlik değil, köledir; hür değil, kuldur. İzin verilmezse, en basit ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye, mevhum rububiyeti kırılır, kulluk halini takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.
Ayrıca Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, kul olduğunu bildirir.
Hadisin rivayetlerinde vardır ki:
Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?”
Nefis demiş: “Ben benim, Sen sensin.”
Azap vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ben benim, Sen sensin.” Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten yani benlik ve gururdan vazgeçmemiş.
Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Ben neyim, sen nesin?”
Nefis demiş: “Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.” 2

Orucun, İnsanın Aczini Anlaması Açısından Faydaları

Orucun, İnsanın Aczini Anlaması Açısından FaydalarıOrucun, insanın ihtiyaçlarının çokluğu açısından ne kadar fakir olduğunu ve bu ihtiyaçlarını karşılamakta ne kadar aciz olduğunu anlaması açısından pek çok faydaları vardır. Bir faydası şudur ki:
İnsan, gafletle kendi mahiyetini unutabiliyor. Ne kadar aciz, fakir ve kusurlu bir varlık olduğunu görmez veya görmek istemez. Oysaki insan nefes ve su gibi hadsiz maddi ihtiyaçlarının yanında, sevgi ve şefkat gibi hadsiz manevi ihtiyaçların hepsine muhtaçtır, yani bunların fakiridir. Ve bu ihtiyaçlarının çok az bir kısmını kendisi temin edebilir, çoğunun temininden acizdir. Su için yağmur yağmalıdır. İnsan yağmuru yağdırmaktan acizdir. Bir ekmek yiyebilmesi için güneşin çalışması, dünyanın dönmesi, bulutların vazife görmesi gibi pek çok sebep çalışmalıdır. Oysa insanın bu sebepleri çalıştırmaktan ne kadar aciz olduğunu herkes bilir.
Hem insan, ne kadar zayıf, yok olmaya müsait, musibetlere maruz ve çabuk bozulur, dağılır et ve kemikten ibaret olduğunu düşünmez. Sanki çelikten bir vücudu var gibi, kendini ölümsüz zannedip dünyaya saldırır. Şiddetli bir hırs, açlık, ilgi ve muhabbetle dünyaya atılır. Her lezzetli ve menfaatli şeylere bağlanır. Hem kendini şefkatle terbiye eden Yaratanını unutur hem de hayatının yaratılış gayesini unutup, ebedi hayatını düşünmez ve günahlar içinde yuvarlanır.
İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, en gafillere ve inatçılara da, ne kadar zayıf, aciz ve fakir olduğunu hatırlatır. Açlık vasıtasıyla midesini düşünür; midesindeki ihtiyacını anlar. Zayıf vücudu ne derece çürük olduğunu hatırlır. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu fark eder. Nefsin firavunluğunu bırakıp, acz ve fakr ile İlâhi dergâha sığınmaya bir arzu hisseder ve bir mânevî şükür eliyle rahmet kapısını çalmaya hazırlanır -eğer gaflet kalbini bozmamışsa!

Ramazan Kur’an Ayıdır

Ramazan Kur’an AyıdırRamazan-ı Şerif, Kur’ân-ı Hakîmin dünya semasına indirildiği aydır. Kur’ân’ın bize gönderildiği bu mübarek ayda, o semâvî hitabı en güzel şekilde karşılamak için Ramazan-ı Şerifte oruç tutmak emredilmiştir.
Bu ayda, nefsin kötü arzularından ve dünyevi boş işlerden yüz çevirerek, yemeği içmeyi terk ederek insan âdeta meleklere benzemektedir. Bu vaziyette Kur’ân’ı yeni nâzil oluyor gibi okur ve dinler. Okurken ve dinlerken de Kur’an’daki İlâhi hitapları güya ilk geldiği andaki gibi okumaya ve dinlemeye çalışarak ulvi bir hal yakalayabilir. Hatta bazı yüksek ruhlu insanlar, Kur’an’ı, sanki bizzat Allah Resulü’nden (a.s.m.) işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrâil’den, belki Cenab-ı Hakk’tan dinliyor gibi bir kudsî hâle mazhar olurlar. Ve insan kendisi tercümanlık ederek, başka insanlara da bu İlahi mesajı iletip, hem kendi yaratılış gayesine uygun hem de Kur’an’ın indirildiği aya uygun bir şekilde bu zaman dilimini geçirir.
Ramazan-ı Şerifte İslâm âlemi bir mescid hükmüne geçer. Öyle bir mescid ki, milyonlarla hâfızlar, o büyük mescidin her tarafında Kur’an’ı bütün yeryüzüne işittiriyorlar. Her Ramazan, “Ramazan ayı, kendisinde Kur’ân’ın indirildiği aydır.” 3 âyetini, nuranî, parlak bir tarzda gösteriyor; Ramazan Ayı’nın “Kur’ân Ayı” olduğunu ispat ediyor. O büyük İslam cemaati ya Kur’an’ı okumakla veya dinlemekle vakitlerini değerlendirirler.
İşte, bütün İslam âleminin, yeryüzünü büyük bir mescid haline getirip ibadet ettiği böyle bir zaman diliminde, nefsinin kötü arzularına tabi olarak, yemek içmekle o nuranî vazifeden çıkmak ne kadar çirkin olduğunu şu misalle daha iyi anlayabiliriz:
Camide herkesin namaz kıldığı esnada, birisinin namaz kılmak yerine oyun oynaması, okunan Kur’anı dinlemek yerine şarkı söylemesi ne kadar büyük bir hürmetsizlikse, aynen öyle de bütün İslam âleminin oruçla ve Kur’an’la meşgul olduğu bir zamanda yemek-içmek ve orucu bozan diğer şeyleri yapmak da Kur’an’a ve ibadet edenlere karşı o kadar büyük bir hürmetsizliktir.

Ramazan, Ahiret Ticareti İçin En Uygun Zaman Dilimidir

Ramazan, Ahiret Ticareti İçin En Uygun Zaman Dilimidirİnsan bu dünyaya ahiret hayatını kazanmak için gönderilmiştir. Ramazan ayı bu ahiret ticareti için en uygun zaman dilimidir. Çünkü Ramazan-ı Şerifte amellere verilen sevaplar bire bindir. Kur’ân-ı Kerim okunduğunda, her bir harfi için on sevap vardır, on cennet meyvesi verilir. 4 Ramazan-ı Şerifte ise her bir harfin on değil, bin ve Âyetü’l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi için binler sevap verilir. Ramazan-ı Şerifin cumalarında bu sevap daha fazladır. 5 Ve Leyle-i Kadir’de ise her bir Kur’an harfine otuz bin sevap verilir. 6
Evet, her bir harfi otuz bin ebedi meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm, nuranî bir tûbâ ağacı gibi, mil yonlarla bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır. İşte, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bakalım, seyredelim ve düşünelim ki, Kur’an okumanın kıymetini takdir etmeyenlerin ne kadar büyük bir kârı elden kaçırdıklarını anlayalım…
İşte, Ramazan-ı Şerif âhiret ticareti için gayet kârlı bir pazar yeri gibidir. Uhrevî kazanç için gayet verimli bir zemindir. İbadetlerimizin bereketlenmesi için âdeta nisan yağmuru gibidir. Bu bereketli zaman dilimi, bütün müminlerin kulluk vaziyetlerini takınıp kâinattaki diğer mahlûklara ve en önemlisi Yaratıcılarına karşı sergiledikleri bir resmigeçit gibidir.
Bu durumda, yemek-içmek gibi nefsin gafletle, hayvanî ihtiyaçlarla ve malayani şeylerle meşgul olmasına ve nefsin arzuları peşinde koşmasına engel olmak için oruç ibadeti emredilmiştir. Bu şekilde hayvani ihtiyaçlardan soyutlanarak, melekler gibi bir tavır takınmak mümkün olur.
Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta, uzun bir ebedi hayatı içinde barındırır ve kazandırır. Evet, bir tek ramazan, eğer hakkıyla eda edilebilirse Kadir Gecesini içinde barındırmasından dolayı seksen senelik bir ömrü, ibadetle geçirmiş gibi bir netice kazandırabilir.
Nasıl ki bir padişah, yılın belli günlerini özel günleri olarak belirler ve o günlerde halka ve emri altında çalışanlara bazı ikramlarda bulunur. Öyle de, Ezel ve Ebed Sultanı olan on sekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelâli olan Rabbimiz, o on sekiz bin âleme bakan, Kur’ân-ı Hakîmini, Ramazan-ı Şerifte bize göndermiştir. Elbette o Ramazan, özel bir İlâhî bayram ve ruhanî bir meclis hükmüne geçmesi hikmetinin gereğidir.
Madem Ramazan İlahi bir bayramdır. Elbette bir derece boş ve hayvanî meşguliyetlerden insanları çekmek için, oruç tutmakla emredileceğiz. Bu orucun en mükemmeli ise, mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri ve benzeri insanın bütün maddi manevi organlarına dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani, haramlardan ve boş şeylerden uzaklaştırarak, her bir organımıza özel ibadete onları yönlendirmektir..
Meselâ, dilimizi yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak ve o lisanımızı, Kur’ân okumak, zikir, tesbih, salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek, dilin en mükemmel orucudur. Veya gözümüzü namahreme bakmaktan ve kulağımızı fena şeyleri işitmekten men edip, gözümüzü ibrete ve kulağımızı hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmek gibi, diğer organlarımıza da bir nevi oruç tutturmaktır.

Orucun, İnsanın Şahsi Hayatına Bakan Faydaları

Orucun, İnsanın Şahsi Hayatına Bakan FaydalarıRamazan-ı Şerif’in orucunun, insanın maddi ve manevi hayatına pek çok faydası vardır. Oruç, insana en mühim bir ilâç gibi maddî ve mânevî bir perhizdir. İnsanın nefsi yemek, içmek hususunda serbestçe hareket ettikçe, hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verir hem de helâl-haram demeyip rast gelen şeyi âdeta saldırırcasına yiyerek mânevî hayatını da zehirler. Böyle bir durumda kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir, serkeşâne dizginini eline alır. Nihayet insan ona binemez; o insana biner.
Bazı veli zatların, nefis terbiyesinde riyazetin, yani yemenin içmenin azaltılarak ibadetle vakit geçirmenin önemli bir rolü vardır. Ramazan orucu da bir nevi riyazet gibi bizlere nefis terbiyesinde yardımcı olur ve hakikatlere karşı itaat etmeyi öğrenir.
Normal zamanlarda yemek üstüne yemek ile sürekli çalışan mide de bu vesile ile dinlenir. Allah’ın emrini dinleyerek helal olan yemeği ve içmeyi terk ettiği için, haramlardan çekinmeye yönelik emirleri de dinlemeğe ruhu ve nefsi daha kolay ikna olur. Bu şekilde manevi hayatı da düzene girer.
Diğer taraftan, insanların çoğu, açlığa çok defalar maruz kalırlar. Sabır ve tahammül için bir idman şeklinde olan açlığa ve riyazete muhtaçtırlar. Ramazan-ı Şerifteki oruç, ortalama on beş saat, sahursuz ise yirmi dört saat devam eden bir açlık zamanında sabır etmeyi öğreten bir riyazet ve bir idmandır. Demek, insanlığın sıkıntılarını arttıran sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da oruçtur.
İnsanın midesiyle irtibatlı pek çok maddi ve manevi organları vardır. Eğer o mide yılda bir ay gündüzleri istirahat etmezse mideyle irtibatlı diğer azalar hususi ibadetlerini unutur, yemek ve içmekle meşgul olur. Bu nedenle eskiden beri veli zatlar manevi yükselişleri için yemeği içmeyi azaltma yolunu tercih etmişlerdir.
Ramazan-ı Şerifin orucuyla beden fabrikasının hizmetçileri anlarlar ki, sırf yemek ve içmek için yaratılmamışlar. Bedenin maddi ve süflî eğlencelerine bedel, Ramazan-ı Şerifte melekî ve ruhanî eğlencelerle, insanın ruhu ve manevi latifeleri lezzet alır. Onun içindir ki, Ramazan-ı Şerifte mü’minler derecelerine göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar oluyorlar. Kalp ve ruh, akıl, sır gibi latifelerin, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok manevi feyizleri ve yükselişleri vardır. Midenin ağlamasına bedel, onlar mâsumâne gülüyorlar.
____________________________________
[1] Talâk Sûresi, 65/3.
[2] El-Havbevî, Dürretüt’l-Vâizîn, s. 11.
[3]” Bakara Sûresi, 2/185.
[4] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 16; Mecmeu’z-Zevâid, 7/163.
[5] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, 3/130.
[6] bk. Kadr Sûresi, 97/3.

11 Haziran 2014 Çarşamba

LEYLE-İ BERATIN FAZİLETLERİ

Berat Kandili faziletleri saymakla bitmez, kandil gecesinin önemi amel defterinin yazılması, edilecek dualarla günahların affedilmesi, kılınacak namazın ise bir ömür edilen ibadete eşdeğer olmasıdır. 

Berat Kandili önemi sebebiyle tüm İslam aleminde dualarla ve namazlarla idrak edilir, bu kandil gecesinde kılına iki tür namaz vardır.

Berat Kandili namazına nasıl niyet edilir, hangi vakitte kılmak gerekir, İhlas ve Fatiha ile namaz nasıl kılınır internethaber.com sitesi sizin için derledi. 

Berat Kandili namazı 100 rekattır, bu kandil namazını peygamberimiz nasıl kılardı, okuduğu duaları ve namazı nasıl kıldığını aşağıda ayrıntıları ile verdik, kandil namazından sonra neler yapılmalı onlarda maddeler halinde sıralandı. 

BERAT KANDİLİ ÖNEMİ



Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuzda yazılır. Resulullah efendimiz, bu gece, çok ibadet, çok dua ederdi.

BERAT KANDİLİ GECESİNİN FAZİLETLERİ

Berat Gecesi İslam alemi için en hayırlı gecelerden biridir. Zira bu gece amel defteri yazılır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Berat Gecesinin önemini şöyle anlatmıştır;

-Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. 
-Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. 
-Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. 
-Bu gece herkesin amelleri Allahü teâlâya arz olunur.

BERAT KANDİLİ NAMAZI KAÇ REKATTIR?

Berat Kandili Gecesinde kılınan 100 rekatlık namaz var, İslam alimlerine göre Berat Gecesi'nde kaza namazı borcu varsa iki rekât kaza namazı kılmanın sevabı, ömür boyu kılınacak nâfile namazların sevabından fazladır.

namaz,-berat-kandili-namaz.jpg
Eğer farz namaz borcu yoksa, isteyen nâfile namaz kılabilir. Bazı kitaplarda, (Berat gecesinde kılınacak namaza Salat-ül-hayr [Hayır Namazı] denir. Bu namaz yüz rekâttır. Her rekâtta Fatiha sûresinden sonra on defa İhlâs sûresi okunarak kılınır) deniyor.

BERAT KANDİLİ NAMAZI NASIL KILINIR, NASIL NİYET EDİLİR?

100 rekatlık Berat Kandili namazı kılan kimse o sene ölürse şehitlik mertebesine nâil olur. Berat Kandili namazına şöyle niyet edilir;

"Ya rabbi , niyet ettim rızâ-yı şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhîne , feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden , dünya ve ahiret sıkıntılarından halas eyleyip, süedâ defterine kaydeyle"

berat kandili namazı nasıl niyet edilir.jpg

NAMAZIN KILINIŞI

- 2 rekatta bir selam vererek kılınır.

- Her rekatta Fatiha Suresi’nden sonra 10 tane İhlas Suresi okunur.

- İlk rekatlarda Fatiha’dan önce Sübhaneke okunur.

- Fatiha’da Besmele çekilir, İhlas surelerinde ve Sübhanake’de Besmele çekilmez.

- Namazın tamamını peşpeşe kılmak gerekmez. Ara verilebilir, abdest tazelenip tekrar devam edilebilir.

- Bu namaz gece tamamlanamazsa, kerahet vakitlerine dikkat etmek koşuluyla ertesi günün ikindi namazı vaktine kadar yetiştirebilir.

BERAT KANDİLİ KISA NAMAZ

Berat gecesi kılınan namazlardan biride iki rekat olarak kılınır.
Birinci rekatta Fatiha okunduktan sonra kısa bir sure okunarak rükuya gidilir. Rükudan doğrulur ve secdeye gidilir. Secdede uzun sure kalınır, bu konuda belli bir tahdit yoktur, ne kadar dayanabilirsen.
İkinci rekatta da aynı şekilde Fatihadan sonra kısa bir sure okunur. İlk rekatta olduğu gibi secdeye gidildiğinde yine uzun sure secdede kalınır. Gücünüzün yettiği kadar. Secdeden kalkılır tahiyatta okunacaklar okunur ve selam verilir. Selam ile birlikte eller dua için alemlerin Rabbine kalkar...

HAZRETİ MUHAMMED BERAT NAMAZINI NASIL KILARDI?

Namaz ve kandil cami.jpg
Bu namaz hakkında Hz. Aişe Radıyallahu An-hum'a validemiz, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir.
-"Ya Aişe, bu gecenin nasıl bir gece olduğunu bilir misin? Bende
-"En iyisini, Allah ve Resulü bilir." Dedim. Şöyle buyurdu:
-"Bu gece şaban ayının yarısıdır. Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakka arz edilir. Bu gece cehennemden azat edilenlerin sayısı; kelb kabilesinin koyunları sayısı kadardır. Bu gece bana izin verir misin"?
-"Olur" dedim. Kalkıp namaza durdu. Ayakta durması hafif oldu. Fatiha suresini okudu; sonra da küçük bir sure okudu. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekata kaktı. Ayakta iken, birinci rekatta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi, tan yeri ağarıncaya kadar kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, bunun için Yüce Allah ruhunu aldı sandım. Bana gelmesi uzayınca, kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına elimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım. Secdesinde şöyle dediğini işittim:
"Azabından affına sığınırım. Dargınlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem..."
Sonra kendisine sordum: "Ya resulullah, bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım. Böyle demem üzerine, bana sordu: "Sen onları öğrenebildin mi"? Bu sorusuna karşılık: "Evet" deyince, şöyle buyurdu:
"Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret."

BERAT NAMAZINDAN SONRA NE YAPILIR? 

Allâhü Teâlâ'nın "Hû" ism-i şerîfinin ebced hesabına göre değeri 11'dir. Resûlullâh Efendimiz'in isimlerinden "Tâhâ"nın ebced hesabıyla değeri 14 olduğu için aşağıdaki 11 şey 14 kere okunur.

Bunlar;

1.İstiğfar:

2.Salevat-ı Şerife (Allâhümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed)

3.Fatiha-i Şerife

4.Ayet'ül-Kürsî

5.Tevbe Sûresinin son 2 ayeti besmele ile. (Lekad câeküm)

6. 14 kere Yâsîn, Yâsîn … dedikten sonra 1 Yâsîn-i Şerîf.(Yâsîn-i Şerîf'te 7 zahiri, 7 batini "Mübîn" vardır. Böylece o da 14 olur.)

7.İhlas-ı Şerif

8.Felak Sûresi

9.Nâs Sûresi

10. "Sübhânallâhi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l- azîm." duası 14 kere.

11.Salevat-ı Şerife 14 kere okunur ve dua edilir.(Allâhümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed). Salat-ı Münciye okumak daha efdaldir.

BERAT KANDİLİNDE NE YAPMALI?


Berat Kandili için en güzel dualar
1- Gece bir saat kadar ibadet etmekle, gece ihya edilmiş olursa da, vakti müsait olan, gece hiç uyumamalı.

2- Mümkünse din büyüklerimizin kabirlerini ziyaret edip feyizlerine kavuşmalı.

3- Kendimiz ve bütün müminler için, dua ve istiğfar etmeli. Namazdan sonra çok dua etmeli, özellikle hayırlı dua etmeli. Duada ısrar etmeli, yani duayı çok tekrarlamalı. Peygamber efendimizin Berat gecesinde okuduğu, (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen min-eş-şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakiyyen) duasını çok okumalı.

4- Aile efradıyla merhametli konuşmalı, onlara iyi davranmalı.

5- Kur’an-ı kerim okumalı, özellikle Rabbenâ âtinâ ve Âmenerresûlü’yü çok okumalı.

6- En önemlisi de, ilim öğrenmeli, bunun için de, Seadet-i Ebediyye ilmihâlini çok okumalı.

7- Kazası olmasa da, çok kaza namazı kılmalı. Namaz dışında secde ederek, secdede dua ve istiğfar etmeli, mümkünse toprağa secde etmeli, secdeyi çok yapmalı.

8- Güzel koku sürünmeli.

9- Allahü teâlâya hamd ve şükretmeli.

10- Oruçlu olarak kandili karşılamalı.
Berat Kandili mesajları en güzelleri biraraya derledik, sevdiklerinize kısa sms olarak atabileceğiniz kandil mesajları ve kandil ibadetinin tüm ayrıntıları aşağıda yer alıyor. 

EN GÜZEL BERAT KANDİLİ MESAJLARI

*|* Mübarek Beraat kandilinizi kutlar, herşeyin gönlünüzden geçtiği gibi olmasını temenni ederim. Berat Kandiliniz mübarek olsun!

*|* İlahi Esintilerin kalpleri okşadığı, bir anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle, Kandilinizi Kutlarım.

*|* Beraat kandili ALLAH'ın rahmet ve bağışlamasının bol olduğu gecedir. Edilen dualar, tövbeler bu gece kabul olunur. Yürekler binbir nurla doludur. Kandiliniz kutlu olsun.. 

*|* Ümit ederiz ki bu mübarek gece, zor günler geçirdiğimiz; fakat gelecek adına umutla dolu olduğumuz şu dönemlerde yeniden bir uyanışa vesile olur. Beraat kandiliniz mübarek olsun.. 

*|* Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarımızın Rabbimizin yüce katına iletilmisine vesile olan bu mübarak kandil gecesinde dualarda buluşmak ümidiyle Kandilinizi kutlarım. 

*|* Bu günlerin feyzi üzerinize, rahmeti geçmişinize, bereketi evinize, nuru ahiretimize, sıcaklığı yuvamıza dolsun. Kandiliniz mübarek olsun.. 

*|* Bu güzel gecelerin feyzi üzerinize, rahmeti geçmişinize, bereketi evinize, nuru ahiretinize, sıcaklığı yuvanıza dolsun. Kandiliniz mübarek olsun. 

*|* Bugün ellerini semaya gönlünü Mevla'ya aç, bugün günahlardan olabildiğince kaç, bugün en gizli incilerini onun için saç. Çünkü bugün Beraat kandili, kandilin mübarek olsun.

*|* Dertlerimiz kum tanesi kadar küçük, sevinçlerimiz Nisan yağmuru kadar bol olsun. Bu mübarek geceniz sevapla dolsun. Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

Kandil mesajları resimli.jpg
*|* Duanız kabul, ameliniz makbul hizmetiniz daim olsun. Saadetiniz kaim olsun. Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

*|* Gül bahçesine girenler gül olmasa da gül kokarlar, kainatın en güzel gülünün kokusu üzerinizde olsun bu gece. Kandiliniz mübarek olsun. 

*|* Ellerin semaya, dillerin duaya, gönüllerin mevlaya yöneldiği bu mübarek geceni kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Gel ey Muhammed bahardır, dualar ardında saklı, aminlerimiz vardır. Hacdan döner gibi, Miractan iner gibi gel gel. Bekliyoruz yıllardır. Kandiliniz mübarek olsun.. 

*|* Gün vardır, bin yıldan uzun gelir bize, bir yıl vardır bir günden kısa gelir bize. Bire bin yazılan bu gecede dua edelim Rabbimiz'e. Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Güneşin güzel yüzü, yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta, melekler baş ucunda dursun. Güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul, Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun.

*|* Günler bize dostların güzelliği ile, geceler onların duaları ile mübarek oluyor. Umudumuz dostların hediyesi, duamız sizlerin sevgisi. Kandiliniz mübarek olsun.. 

*|* Hayır işler, insanı kötü ölümden korur. Gizli sadaka, Allah'ın gazabını giderir. Sıla-i rahim akrabalara iyilikte bulunmak, ömrü uzatır. Bütün hayırlı işler bir çeşit sadakadır. Dünyada hayır ehli olan kimseler, ahirette de hayır ehlidirler. Dünyada münker kötü iş ehli olan kimseler, ahirette de münker ehlidirler. Cennete herkesten önce girecek olan maruf ehli kimselerdir. 

*|* Her müminin, riayet etmesi ve vefalı olması gerekli olan hususlar şunlardır:Din saygısı, edebe saygısı ve sofra saygısı.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Kardeşliğin daimi olduğu, sevgilerin birleştiği, dostlukların bitmediği yine de mutlu, umutlu ve sevgi dolu,rahmetlerin yağmur gibi yağdığı nice kandillere.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Kim canı gönülden iman eder, kalbini her türlü günah, nifak ve bozgunculuktan temiz tutar, dili ile doğru ve tatlı konuşur, endişeye düşmeden haline razı olur, doğru ve güzel huylu olursa gerçekten mutluluğa erer.İyi Kandiller... 

*|* Konsun yine pervazlara güvercinler, hu hulara karışsın aminler,mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler.... Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbi'ne kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 


*|* Oruçlu olan kimse, bir kimsenin aleyhinde bulunmadıkça veyahut eza ve cefa yapmadıkça, ta orucunu bozuncaya kadar ibadetdedir.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Beraat kandiliniz mübarek olsun! Kalpleriniz imanla dolsun! Hayırlı İyi Kandiller... 

*|* Beraat kelimesi bolluk, bereket, fazilet anlamına gelir. Bu gece Allah'ın lütuflarının bol bol verildiği bir gecedir ve üç ayların ikinci kandil gecesidir. Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun..

*|* Semanın kapılarının sonuna kadar açılıp rahmetin sağanak sağanak yağdığı böyle bir gecede düşen damlaların seni sırılsıklam etmesi dileğiyle Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

*|* Size karanfilin sadakatini, sümbülün bağlılığını, menekşenin tevazusunu, lalenin gururunu, leyleğın saadetini versek, bize de dua eder misiniz? Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun... 

*|* Yağmur yüklü bulutlar gibi gelen, eteğindeki hayır cevherlerini başımıza boşaltan ve bizlere mutluluk veren kandilin, büyüsüne kapılmanız dileğiyle. Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

*|* Yağmurun toprağa hayat verdiği gibi dualarında hayat bulacağı bu gecede dua bahçesinde yeşeren fidan olmak dileğiyle kandiliniz mübarek olsun. 

*|* Yükü sevgi, özü saygı, gücü barış, süsü hoşgörü olan mübarek Beraat kandilinizi kutlarım Allah'a emanet olun. Daha Nice Güzel kandillere.. 

*|* Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir. Kalb zenginliğinden mahrum olan kimse, ne kadar geniş servete sahib olursa olsun yine fakirdir. Tamaı ve hırsı sebebiyle de halk nazarında hakirdir. Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olsa herkesin nazarında muhteremdir.Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

*|* En ışıltılı bakışların gözlerinde, en tatlı sözlerin kulaklarında, tüm mutlulukarın avuçlarında ve en sonsuz sevgilerin gönlünce yaşayacağı nice mutlu kandillere.... 

*|* İlahi esintilerin kalpleri okşadığı, bir anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle, Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun 

*|* Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, şeytan senden uzakta, melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki duaların kabul Beraat Kandiliniz Mübarek Olsun. 

*|* Geçmişin bugünle, ışığın gölgeyle umudun gerçekle, ışığın gölgeyle, üzüntünün neşeyle, öfkenin sevgiyle barıştığı nice kandillere.Berat Kandilin Mübarek Olsun. 

*|* Bu gece kulun yalvarış ve yakarışlarını Yüce Mevla'ya sunacağı ve O'nun sonsuz affından, merhametinden, iyiliğinden bol bol yararlanacağı umut, huzur ve müjde gecesidir. Mübarek Berat Kandiliniz hayırlı olsun! 

*|* Biçarelere, dul ve aceze hatunlara bakmak için çalışıp, çabalayan kimsenin; gece sabaha kadar namaz kılan, her gün oruç tutan, meydan-ı gazada cihad eden gibi Allah yanında rütbesi vardır.Allah bizleride bu rütbeye nail etsin.Mübarek Berat Kandiliniz hayırlı olsun! 

*|* Gül sevginin tacıdır, her bahar bir gül taçlanır. O gül ki Muhammet'i hatırlatır. Onu hatırlayana gül koklatır. Gül kokulu sevgi dolu nice kandillere... 

*|* Tövbe güvercini kalbe konsun af dalgalar saadet kervana gelip kapında dursun. Bütün Melekler sizinle,Dualarınız Kabul Kadir Geceniz Mübarek Olsun....


*|* Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle kandilinizi kutlarım.

*|* Bazen yenik düştük zamana, esiri oIduk anIamsız koşturmaIarın ve fakat adını yüreğimize yazdığımız dostIarımızı hiç unutmadık. KandiIiniz mübarek oIsun.


*|* Allah"ın aşkıyla yan bu gece, Mevlana gibi dön bu gece, secdeye varıp huzura erince, şu fakiri de an bu gece. Hayırlı kandiller.


*|* GüI bahçesine girenIer güI oImasaIar da güI kokarIar. Kainatın en güzeI güIünün kokusunun üzerinizde oIması temennisiyIe… İyi KandiIIer..


*|* Allah"ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun..

*|* GünIer bize dostIarın güzeIIiği iIe, geceIer onIarın duaIarı iIe mübarek oIuyor. Umudumuz dostIarın hediyesi, duamız sizIerin sevgisi. KandiIiniz mübarek oIsun..


*|* Sofranız afiyetli, paranız bereketli, kararlarınız isabetli, yuvanız muhabbetli, kalbiniz merhametli, bedeniniz sıhhatli, dualarınız kabul olsun, kandiliniz kutlu olsun.


*|* Sâde duyguIar yükseIsin gökIere, yüksekIerde hafakan, gözIerde yaşIar, ona susamış dudakIar kadar, açıIan eIIer var. KandiIiniz mübarek oIsun.


*|* Talihiniz gözleriniz kadar berrak, kaderiniz bakışınız kadar güzel, umudunuz yarın kadar yakın, yarınınız aşkınız kadar mutlu, aşkınız beraat kadar mukaddes, dualarınız istediğiniz gibi makbul olsun.


*|* Bu gece hayırIı bir gece, yürekIerimiz ibadetIe çarpsın, gönüIIerimiz bir oIsun.. KandiIiniz mübarek oIsun!


*|* Kalpler vardır sevgiyi yaşatmak için,İnsanlar vardır, dostluğu paylaşmak için, Mübarek günler vardır, Beraberce kutlamak için.. Beraat Kandiliniz Kutlu Olsun!


*|* Bir damla umut serpilsin yüregine, bin tatli umut dolsun günlerine, hayallerin gerçekleri bulsun, bütün dualarin kabul, kandilin mubarek olsun.


*|* Ne zaman ki iyiIikIerimiz keşkeIerimizden önde gider; O zaman hayatı yaşarız. Oysa çoğumuzu hayat yaşıyor. İyiIikIerIe doIu bir yaşam diIeğiyIe iyi kandiIIer.


*|* Ellerin duaya uzandığı, sinelerin dostlara açıldığı, gözlerin masumiyet aradığı bu mübarek günde tüm dualarınızın kabul olması dileğiyle hayırlı kandiller.


*|* Bu mübarek gecede duaIarınızın kabuI ve makbuI oIması diIekIerimIe. Beraat kandiIinizi kutIar, size ve sevdikIerinize hayırIara vesiIe oImasını diIerim.


*|* Bu gece beraat kandiIi.. Günahtan kurtuIuş gecesi.. Haydi dua edeIim.. TemizIensin günah defterIeri.. İyi kandiIIer…


*|* İsIam"ın nurIu yüzü kaIbine doIsun Makamınız cennet Hz. Muhammed komşunuz oIsun GünIerinize mutIuIuk, gönIünüze saadet doIsun KandiIiniz mübarek oIsun!

*|* Bugün ettiğiniz bütün dualar göklere yükselip, tek tek kabul olup üzerinize sağanak gibi yağsın inşallah. Beraat kandiliniz mübarek olsun.

*|* Binlerce çiçek var, ama gül başka. Milyonlarca insan var, ama dost başka. Milyarlarca gün var, ama bugün başka, Beraat Kandiliniz mübarek olsun.

*|* Bakiler sevgiler adına nice dilekler vardır. Ölümü bile ayırır saymayan gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar, dualarda birleşen gönüller vardır. Hayırlı kandiller..

*|* Mevla çekirdeğe orman gizlemiş, yılanın zehrine derman gizlemiş, tahıl tanesine harman gizlemiş, mübarek gecelere cennet gizlemiş, hayırlı kandiller.

*|* Bu gecenin feyzi üzerinize rahmeti geçmişinize bereketi evinize nuru ahiretinize sıcaklığı yuvanıza dolsun kandiliniz mübarek olsun.

BERAT KANDİLİNİN ÖNEMİ

Berat Gecesi İslam alemi için en hayırlı gecelerden biridir. Zira bu gece amel defteri yazılır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Berat Gecesinin önemini şöyle anlatmıştır;

-Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. 
-Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. 
-Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. 
-Bu gece herkesin amelleri Allahü teâlâya arz olunur.


BERAT KANDİLİ DUASI NİHAT HATİPOĞLU

Ünlü ilahiyatçi Nihat Hatipoğlu bu gecenin kıymetini 'Bu gece rahmet gecesi' diyerek Berat Kandili'nin önemini dualarla anlatıyor. 

Berat Kandili için 'bu gece kıblenin değiştiği" gece diyen Nihat Hatipoğlu, "Rahmetin bereketin coştuğu gece" diyerek kandilin önemini aktarıyor. 

BERAT KANDİLİNİN ÖNEMİ..!

Bu geceyi ihya etmek için neler yapılabilir? 
İşte tavsiyeler... 
"Sadece ferdi ve ailevi mutluluğumuzu değil, toplumsal hayatımızı, barış, huzur, dayanışma ve kardeşlik içinde yaşayabilmemizi de tehdit eden maddi-manevi pek çok olumsuzluğun yaşandığı günümüz dünyasında 
Kur'an-ı Kerim'deki; "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer, 39/53)
 müjdesinin farkına vararak, günah ve kusurlarımızdan dolayı tövbe etmeliyiz. İbadet ve dualarımız ile Rabbimize yakınlaşmalı, Yüce Mevla'mıza, ailemize, çocuklarımıza, çevremize, milletimize ve tüm insanlığa karşı olan görev ve sorumluluklarımızı yeniden hatırlayarak yeni bir ümit ve kararlılıkla geleceğe bakma melekemizi güçlendirmeliyiz. Kurtuluş, af ve arınma gibi anlamlara gelen bu mübarek gecenin bize sunduğu manevi iklimde; Kur'an'ın bizlere öğrettiği, "Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka kaybedenlerden oluruz." (A'raf, 7/23) vb. dualar, tövbe istiğfarlar ve yakarışlarla beratımızı almamızın ancak, nuzûlünün 1400. yılını idrak ettiğimiz hayat rehberimiz olan Kur'an-ı Kerim'i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamberimiz (SAV)'in bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve evrensel ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını hatırımızdan çıkarmamalıyız." ***

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde nazara vermektedir. "Şâban'ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O  

 gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir:
___ "İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. "Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim. Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder." ___
Çünkü o gece İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır."

Berat Gecesi Namazı Şaban ayının on beşinci gecesi kılınacak olan NAMAZ yüz rekattır. 


Bu namazın her rekatında, Fatiha'dan sonra on kere ihlas süresi okunur.
 Yüz rekat kılan kişi bin defa ihlas süresini okumuş olur. 
Hasan-ı Basri Rahmetullahı Aleyh'den gelen rivayete göre: "Otuz sahabeden dinledim, bu namaz için şöyle dediler: "Her kim bu namazı, berat gecesi kılar ise Allah-u Teala'nın yetmiş rahmet nazarı ona ulaşır. Her nazarda, kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü, Allah-u Teala'nın mağfiretidir.

Berat Gecesi kılınan namazlardan biri de Peygamber Efendimiz'in kıldığı, Hz. Aişe'nin naklettiği şekildedir:

- Rasulullah kalkıp namaza durdu. Ayakta durması hafif oldu. Fatiha suresini okudu; sonra da küçük bir sure okudu. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekata kalktı. Ayakta iken, birinci rekatta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi, tan yeri ağarıncaya kadar kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, bunun için Yüce Allah ruhunu aldı sandım. Bana gelmesi uzayınca, kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına elimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım. Secdesinde şöyle dediğini işittim: "Azabından affına sığınırım. Dargınlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem..." Sonra kendisine sordum: "Ya Rasulullah, bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım. Böyle demem üzerine, bana sordu: "Sen onları öğrenebildin mi"? Bu sorusuna karşılık: "Evet" deyince, şöyle buyurdu: "Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret."

BERAT KANDİLİNİN ÖNEMİ

Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuzda yazılır. Resulullah efendimiz, bu gece, çok ibadet, çok dua ederdi.

BERAT GECESİNİN BEŞ ÖZELLİĞİ VARDIR
1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıylaALLAH tarafından melekler gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
5) Bu gecede PEYGAMBERİMİZE Şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir.
Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın onüçüncü günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, Geri kalan üçte biri de Şaban'ın onbeşinci günü verilmiştir. Duâlarinizda bulunmak dileğiyle inşaALLAH...

BERAT KANDİLİ DUASI

Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı. Peygamber efendimiz Berat gecesinde, (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen mineşşirki beriyyen lâ kâfiren ve la şakiyyâ) duasını çok okurdu.

Hazreti Muhammed Berat Kandili'nde şöyle dua ederdi;

“Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim”