25 Ağustos 2013 Pazar

NURCULUĞUN TEMEL ESASLARI : İMAN KURTARMA HİZMETİ

Risale-i Nur  mesleğinde, iman kurtarma hizmeti en birinci vazife ve esastır. Evet iman, sonsuz bir sa­adeti netice verdiği için kıymeti de sonsuzdur. İmandan başka hiçbir şey iman gibi sonsuz değere sahib değildir. O halde iman kur­tarma hizmetinin değerine de başka bir şey eşde­ğerde ola­maz ve bu hizmet hiçbir şeye vesile ve alet edil­mez.

Bediüzzaman Hazretleri iki has ve hâlis talebesinin iman hizmetindeki gayretlerine ve bu hizmeti esas gaye yap­mala­rına dikkat çekip teşvik eden mektubunda diyor ki:

1- «Bütün makasıd-ı hayatiye içinde en büyük, en mühim maksatları, o nurlu Sözler vasıtasıyla Kur’ân’a hizmet; bili­yorlar. Dünya hayatının ne­tice-i hakikiyesinin ve dünyaya gel­mekteki vazife-i fıtriyelerinin en mü­himi, hakaik-i ima­niyeye hizmet olduğunu telâkkileri­dir.» (Barla Lâhikası sh: 21)

2- «Ehl-i imanın imanlarını muhafaza etmek gay­reti, en yüksek derecede taşımaları ve ehl-i imanın kalbine gelen şü­behat ve evhamdan hasıl olan yaraları tedavi et­mek iştiyakı, yüksek bir derece-i şef­katte hissetmeleridir.» (Barla Lâhikası sh: 22)

3- «Aziz kardeşlerim, siz kat’î biliniz ki, Risale-i Nur ve şakirdlerinin meşgul oldukları vazife, rû-yi zemin­deki bütün muazzam mesâilden daha büyüktür. Onun için, dün­yevî merak âver me­se­lelere bakıp, vazife-i bâki­yenizde fütur getir­meyiniz. Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz kuvve-i mâneviyeniz kı­rılmasın.»  (Emirdağ Lâhikası-l sh: 43)

Bediüzzaman Hazretleri iman hizmetini maddî-manevî ve meşru hiçbir menfaatın te’siri olmadan fıtrî ubudi­yet ile, rıza-yı ilâhiyi tazammun eden emr-i ilâhî ol­duğu için yap­mayı esas alır ve bu hâlisiyete tekraren teşvik  edip der ki:

4- «Rıza-yı İlâhîden başka fıtrî vazife-i ilmiyenin sevkiyle, yalnız ve yalnız imana hizmet hususu bana gös­terildi. Çünkü şimdi bu zamanda hiçbir şeye âlet ve tâbi olmayan ve her gayenin fevkinde olan ha­kaik-i imani­yeyi fıtrî ubudiyetle, bilmeyenlere ve bilmek ihtiya­cında olanlara tesirli bir su­rette bildirmek bu keşmekeş dünyasında imanı kurtara­cak ve muannidlere kat’î ka­naat vere­cek bir tarzda, yani hiçbir şeye âlet olmayacak bir tarzda, bir Kur’ân dersi vermek lâzımdır ki, küfr-ü mutlakı ve mütemerrid ve inatçı da­lâleti kırsın, herkese kat’î kanaat verebilsin.» (Emirdağ Lâhikası-ll sh: 79)

İşte bunun bir vesilesi olarak menfî siyaset-i ha­zı­radan icti­nab eder.

5- Evet, «En mühim, en lüzumlu, en saf ve en ha­ki­katli olan hizmet-i iman ve Kur’ân için şiddetle si­ya­setten kaçıyor.» (Mektubat sh: 62)


6- «Eğer Risale-i Nuru tenkid fikriyle tet­kik eden ad­liye memurları, imanlarını onunla kuvvetlendirip veya kurtarsalar, sonra beni idamla mahkûm etseler, şahit olunuz, ben hak­kımı onlara helâl ediyorum. Çünkü biz hizmetkâ­rız. Risale-i Nur’un vazifesi imanı kuvvet­lendi­rip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmeyerek hizmet-i imaniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeye­rek yap­maya mükel­lefiz.” (Şualar sh: 393)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder